Birimler arasında ‘zekâ’ paylaşımı esas
Birimler arasında ‘zekâ’ paylaşımı esas

Birimler arasında ‘zekâ’ paylaşımı esas

Birimler arasında ‘zekâ’ paylaşımı esas

İş zekâsı çözümlerine temelde belli kurumsal birimlerin ihtiyacı oluyor. Ama asıl fayda, her bir birim için konumlandırılan iş zekâsı çözümlerinin kurum bütününün faydasını sağlayacak biçimde bütünleştirilmesinde yatıyor.

Bir şirkette tüm birimlerin, kendi verilerinden elde edilen bilgiye ihtiyaçları var. Kendi birimlerinin işlerini değerlendirme, kendi birimlerinin stratejisini belirleme bağlamında bu çok önemli. Bu nedenle, bir departmanın bir diğerine oranla iş zekâsına daha çok veya daha az ihtiyacı olduğunu söylemek çok doğru olmaz. Bu yorumu yapan QlikView Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Müjde Işım, ekledi: “Ancak, genelde gerçekleştirilen iş zekâsı uygulamalarına bakarsak, ağırlıklı olarak satış/pazarlama, müşteri ilişkileri, finans, çağrı merkezi gibi birimlerde ve şirket genelinde üst yönetim raporlamaları, çalışan/bayi/acente performansı gibi alanlarda daha yoğun olarak kullanıldığını söyleyebiliriz.”
Şirketleri iş zekâsı uygulaması kullanmaya iten önemli bir ihtiyaç; bilgi işlem bölümleri üzerinde oluşan raporlama istekleri ve iş yükü. Dağıtık veri yapısı olan, bilgileri birçok uygulama ve departmana dağılmış bulunan şirketler iş zekâsı uygulamalarını yoğun olarak kullanıyor. Diğer yandan, çok yüksek miktarlarda veri üreten uygulamaları olan ve bu verilerin yorumlanmasında sıkıntı çeken işletmeler de bu uygulamayı tercih ediyor. Metric Genel Müdürü Gökhan Arıksoy şu eleştiriyi de paylaştı:
“İş zekâsı ürünlerinin rekabet içinde olduğu, yeni eğilim ve yeni teknolojilerin duyurulduğu, her markanın iddialı olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Şirketler, ürünleri yakından tanımak için bu konuda danışmanlık almak yerine demo ve POC çalışmalarını talep ediyor, RFI dokümanları ile iş ihtiyaçlarına cevap bulmaya çalışıyorlar. Günün sonunda iş zekâsı çözümü seçiminde çoğunlukla ürün, referans ve ekip kalitesi belirleyici olabiliyor ama dünyalarında bir iş zekâsı çözümü olmadığı için iş ihtiyaçlarını doğru tanımlayamadıklarını ve ilk projelerini yanlış konumlandırdıklarını sıklıkla görüyoruz.”
Birimlerin ihtiyaçları rehber oluyor
İş zekâsı çözümleri veri madenciliği ve analizi gerektiren her birimde kullanılabiliyor. Proline Strateji ve İş Geliştirme Müdürü Serhan Ünalan, bunları satış ve pazarlama, araştırma ve geliştirme, üretim, servis ve destek, lojistik ve dağıtım, finans ve risk kontrolü ile yönetim, organizasyon ve operasyonlar olarak sıraladı. Özellikle finansman, satış ve pazarlama, İK birimleri ve şirket hedeflerinin gözden geçirilmesinde iş zekâsı çözümlerine yönetim tarafından ihtiyaç duyuluyor. Kora Genel Müdürü Betül Onat’a göre, bu konuda yeterince farkındalık varsa, şirketler danışmanlık desteği alıyorlar. Diğer taraftan yönlendirilme ve bilgilendirme gereksinimleri de bulunuyor.
Şirket, kendine uygun çözümü aramalı
BT Kurumsal Bilgi Sistemleri Kurucusu Berkan Teksöz’e göre, şirketlerde iş zekâsı başlığında en yoğun talepler satış pazarlama departmanlarından geliyor. Çünkü harcanan satış amaçlı iş gücünün ne kadar gerçek satışa dönüştüğünü izlemenin en doğru yolu iş zekâsı uygulamaları. Bunun yanında finans departmanının da karar vermesini kolaylaştıran kurgular tasarlamak iş zekâsı ile çok daha kolay. “Üretim ise doğru ölçümlemeler geliştirmek ve izlemek için iş zekâsını mutlaka kullanmalı” diyen Teksöz, iş zekâsı uygulamalarının şirketlere genellikle ERP sağlayıcıları tarafından temin edildiğini belirtti. Bu hazır bir çözüm ama Teksöz, şirketlerin alternatif uygulamaları da mutlaka araştırması ve kendi sektörüne, iş yapış şekline uygun ürüne odaklanması gerektiğini hatırlattı.

Bulut, giderek öne çıkacak
İş zekâsı bazı kullanıcıların yararlandıkları bir araç olmaktan çıkıp, tüm kullanıcıların hayatına girerek, iş yapış şekillerinde önemli kolaylıklar sağlıyor. Farklı araştırmalar, veriyi anlamlı veriye dönüştürecek potansiyel iş zekâsı kullanıcılardan bugün sadece yüzde 30’unun iş zekâsı uygulamalarını kullanabildikleri sonucunu ortaya koyuyor. Bulut ise bunun yaygınlaşmasını sağlayan önemli bir araç olacak. Bu yorumu yapan Microsoft Türkiye Bulut ve İş Platformu Ürün Yöneticisi Gökben Utkun, Türk Ticaret Kanunu’nun beraberinde getirdiği, şirketlerin bilgi işlem vizyonunu genişletecek ve internetle bütünleşmesini hızlandıracak uygulamaların iş zekâsı çözümlerine giden yolda önemli bir başlangıç olabileceği kanısında. Utkun şöyle devam etti: “Türkiye’deki yasal mevzuat, veri hareketlerinin saklanmasını ve geriye dönük olarak bu verilerin belirli bir zaman boyunca sunulabilmesini gerektiriyor. Kamu dahil tüm işletmeleri içeren yasal düzenlemelerin bir kısmı ise daha önce elle gerçekleştirilen işlemlerin tamamının sayısal ortama aktarılmasını içeriyor. Bu da büyük veri miktarlarının yönetimini gündeme getiriyor. Bu eğilim çerçevesinde Türkiye’de kamuda da iş zekâsı çözümlerinin öneminin giderek daha iyi anlaşıldığını ve Türkiye’deki kullanımının arttığını söyleyebiliriz.”
Yapılandırılmış veri kazanç sağlıyor
Gerçek zamanlı verilerin iş zekâsı uygulamalarındaki varlığını artırarak sürdüreceği üzerinde duran İnnova BI&EPM&CRM Çözüm Yöneticisi Barış Taptık, şu yorumu yaptı: “Yapılandırılmamış veri bir müşteri için ağır iş yükü, verimsizlik, yavaşlık ve risk içeren bir durum. Yapılandırılmamış verilerin işlenerek yapılandırılması için gerekli ve yeterli altyapıya sahip şirketler; verileri üzerinde çok daha hızlı hareket edebilmekte, yüksek oranda verim elde edebilmekte ve bu durumu kendileri için bir avantaja çevirebilmekte. Yapılandırılmamış verilerin yapılandırılmış veri haline getirilmesi sonucu kurumlar; kullanıcıların davranış ve tepkilerine daha hızlı bir şekilde ulaşabilirler. Popüler konuları ve eğilimleri sosyal medya analizleriyle yakalayabilir, iş ve iletişim hedeflerini doğru organize edebilirler.”
Şirketlerin pazarlama, satış, reklam ve finans departmanlarından BT departmanlarına kadar neredeyse tüm birimler, bulut, mobil ve büyük veri ile bütünleşik iş zekâsı çözümlerinden faydalanıyor. Bu tespitini paylaşanSoftware AG Türkiye İş Geliştirme Müdürü Ebru Kılıç’a göre, Türk şirketleri bu konuda her geçen gün daha fazla bilinçleniyor. İş zekâsının bu denli kurumsal süreçlerin içine girmiş olmasıyla birlikte, bu alanda bakış açısı ve alınan hizmetlerin kapsamı da artıyor. Ancak burada en önemli nokta yapılan seçimlerin sadece o günkü ihtiyacı karşılayan çözümler değil, uzun vadede ihtiyaçları karşılayacak çözümler olmasının gerekliliği. Çünkü teknoloji hızla gelişiyor, rekabet ve müşteri beklentileri artıyor ve Kılıç, bu yapıda ileriyi görebilen ve doğru yatırımları yapan şirketlerin kazanacağı kanısında.
İş zekâsı, istihdamı da etkiliyor
Kurumların iş zekâsı uygulamalarından sağlayacakları faydayı maksimum düzeye çıkarmaları için veri kullanımının yoğun olduğu sektörlerin iş zekâsına yönelmeleri ve ilk etapta ERP sistemleri gibi daha temel uygulamaları tamamlamış olmaları önemli. Bu yorumu yapan SnA Danışmanlık Yönetici Ortağı Ömer Nadirler’in de dikkat çektiği gibi, son dönemde iş zekâsı alanında teknolojik eğilimlerin geleneksel sorgulama ve raporlama ihtiyaçlarını karşılamaktan çıkıp ileri analitik uygulamalar yönüne geliştiği görülüyor. “İleri analitik uygulamaların kurumlar tarafından kullanılması ise standart sorgu ve raporlama yazılımlarına göre çok daha karmaşık bir öğrenme eğrisi getiriyor” diyen Nadirler, konunun İK boyutunu şöyle anlattı: “Teknoloji tarafında iş analitiğine yapılan bu yatırımların kurumlar tarafından geri dönüşünün alınması için betimsel ve tahminsel analitik konularında tecrübeli analistlere olan ihtiyaç artıyor.”

Tüm birimlerin ihtiyacı gözönüne alınmalı

İş zekâsı projelerinin ana sahipleri genelde müşteri ilişkileri yönetimi, pazarlama, satış veya finans birimleri oluyor. Bunlar dışında kredi, risk, aktüerya, strateji, kanal yönetimi gibi birimlerin ihtiyaçları için de projeler yapılıyor. Intellica Kurucu Ortağı Kemal Ünaltuna, konuyla ilgili olarak şu bilgileri verdi:

“İş zekâsı çözümleri oldukça fazla bileşenden oluşuyor. Bu da her şeyden önce bir mimari yaklaşım gerektiriyor. Tek atışlık çözümler ile hızlı bazı sonuçlar almak mümkün olsa da, birkaç yıl içinde bu tür yaklaşımlar çöpe atılıp yeniden yapılmak zorunda kalınabiliyor. Şirketlerin özellikle sakınması gereken şey, teknoloji şirketlerinin kendi çözümlerini onlara empoze etmeleri. Çözümü oluştururken, kısa ve uzun vadeli ihtiyaçlar ve sadece tek bir birime değil, tüm birimlere hizmet edecek çözümler göz önüne alınmalı. Bunun için de bir mimari ve bir yol haritası oluşturmak, bu yol haritasındaki projelerin, çözümün ve mimarinin bileşenlerini hayata geçirmek bizce en sağlıklı yaklaşım. Yol haritası, mimarinin oluşturulması ve ürünlerin seçiminde bu konuda uzman, bağımsız bir danışmanlık şirketiyle çalışılmasını da özellikle öneriyoruz.”

ŞİRKETLER DANIŞMANLIK DESTEĞİNE SICAK BAKIYOR

Bir şirketteki her departmanın iş zekâsı çözümlerinden elde edilen içgörülere ihtiyaç duyduğunu söyleyebiliriz. Bu çözümler, alınacak kararları destekleyebilir, performansı artırabilir. Diğer bir fayda da veri kalitesindeki artıştır ki bu da veriyi daha güvenilir kılar. CSC Türkiye Genel Müdürü Alev Alp Esen’in de belirttiği gibi, büyük ölçekli şirketlerin yanı sıra KOBİ’ler de iş zekâsı çözümlerine ilgi gösteriyor. Doğru kararları almanın yanı sıra mevcut ve hedef durumlarını analiz etmelerini sağlayacak en iyi iş zekâsı çözümünü bulmak, güncel teknolojileri ve ürünleri de bilmeyi gerektiriyor. Şirketler bu konuda danışmanlık hizmeti alabilecekleri uzmanlarla çalışıyorlar ve Esen’e göre, bu da hedeflere bütçe dahilinde ve zamanında ulaşılmasına yardımcı oluyor.

KOBİ’LERDE BİLİNÇ OLUŞTURMAK GEREK

Büyük ölçekli şirketler iş zekâsı konusundaki yatırımlarını bir ölçüde tamamlamış durumdalar. IBM Türk İş Analitiği Satış Lideri Merve Göral’a göre, artık ihtiyaç duydukları; kendilerini rekabette farklılaştırabilecek daha niş analitik çözümler uygulamak. Bu uygulamalar ise hızlı planlama yetenekleri, senaryo analizleri ve tahmine dayalı analitik gibi konular. Büyük ölçekli şirketler bu alanlarda danışmanlık almaya daha sıcak bakıyorlar. Bu sayede konumlandırılacak çözümlerin ihtiyaç ve ölçeklerine en uygun çözüm olacağının ayrımına varmış durumdalar. “Ne yazık ki KOBİ’ler için aynı şeyi söylemek mümkün olmuyor” yorumunu yapan Göral, şu eklemeyi de yaptı:
“Bu şirketlerde öncelikle analitik bilinci oluşturmak gerekiyor. Bu bilinci oluşturmak için sağlam iş ve sektörel örneklerin gösterilmesi ve yapılan yatırımın geri dönüşünün hesaplanarak önlerine sunulması gerekiyor. Tüm bu aşamalar için bir danışmanlık şirketinden çok, yazılımın sahibi tedarikçinin satış aşamasında danışman olarak çalışması etkili oluyor.”

REKABET AVANTAJI ZEKÂDA SAKLI

Aslında iş zekâsı projelerinde çıktı verilmeyen bir departman yok. Önemli olan ise Smartiks İş Çözümleri Direktörü Utkan Şanda’nın belirttiği gibi, verinin modellemesi ve bütünleştirme çalışmaları. Bu aşamalarda ciddi bir titizlik ve deneyime ihtiyaç duyuluyor. İş zekâsı yatırımlarını ‘şirketlere geçmişten ders çıkartmalarını, günü yakalamalarını ve gelecekteki yatırımlarını planlamalarını sağlayan çok önemli yatırımlar’ olarak tanımlayan Şanda’ya göre, bu yatırımları tamamlamış ve güncel tutmayı başarmış şirketler daima büyüme ivmesinde olacak ve rakiplerine göre avantajı her zaman ellerinde bulunduracak.

İHTİYAÇLAR GİDEREK FARKLILAŞIYOR

İş zekâsı çözümleri en temelde şirketlere geçmişi analiz edebilme, bugünü yönetme ve geleceği öngörebilme yeteneği kazandırıyor. Her ne kadar bu ihtiyaçlar paralelinde genel anlamda büyük kurumlar iş zekâsı çözümlerine daha fazla ilgi gösteriyor olsa da, özellikle son dönemde ihtiyaçların farklılaştığı gözlemini paylaşan Anadolu Bilişim Kurumsal Uygulama Hizmetleri Direktörü Atakan Karaman, her ölçekten kurum için iş zekâsı çözümlerini ihtiyaçlara göre özelleştirebildiklerini vurguladı.